İzmir’de Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl dönmesi vücuttan kopan kıl, tüy ve deri döküntülerinin kendisine bir yol oluşturarak kuyruk sokumu bölgesinden deri altına geçmesi sonucunda oluşmaktadır. Kılların deri altına geçmek için oluşturduğu deliklere kıl giriş delikleri ismi verilmektedir. Bu delikler bir veya birden fazla olabilir. Bu deliklerden giren kıllar deri altında birikir. Biriken kıllar ise vücut tarafından kendini korumak amacı ile kapsül içerisine hapsedilir. Hastalığın tedavi edilebilmesi için kılların kendisini çevreleyen kapsül ile birlikle vücuttan çıkarılması gerekmektedir.Bu yazımızda hastalığın tedavisi için geliştirilen ameliyatsız teknikler bilimsel araştırma ve çalışmalardan referans alınarak sunulacaktır.

Kıl Dönmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Kıl dönmesi hastalığının tedavi edilebilmesi için deri altında biriken kılların, kıl dönmesi kapsülünün vücuttan tahliye edilmesi gerekmektedir. Bunun için ilk dönemlerde geniş çaplı kesiler yapılarak kıllar ve kapsül birlikte vücuttan çıkarılmaktaydı. Bu tarz geniş çaplı ameliyatlarda hasta konforunun düşük olması, sağlıklı doku kaybı olması ve iyileşme döneminin uzun olması gibi nedenlerden dolayı yeni ameliyat teknikleri geliştirilmiştir. Geliştirilen mikro cerrahi girişimler sayesinde minimal kesi yapılarak mikro sinüsektomi, bascom gibi tekniklerle tedavi edilebilmektedir. Mikro cerrahi girişime alternatif olarak da ameliyat olmak istemeyen hastalar için ameliyatsız tedavi teknikleri geliştirilmiştir.

Bu yazımızda kıl dönmesi için geliştirilen ameliyatsız teknikler detaylı olarak ele alınacaktır.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl dönmesi tedavisi için ameliyatsız olarak uygulanan teknikler kristalize fenol, gümüş nitrat, sinüsotomi ve lazerle tedavidir.

Kristalize fenol ve gümüş nitrat kimyasal madde ile uygulanan tedavilerdir. Sinüsotomi ve lazer tekniği ise cihaz yardımı ile uygulanan tedavilerdir.

Kimyasal Madde ile Kıl Dönmesi Tedavisi

Kristalize Fenol Tedavisi

Fenol maddesi likit ya da kristalize formda kullanılabilen bir kimyasal maddedir. Likit halde fenol uygulaması ilk defa 1964 yılında Maurice ve Greenwood tarafından yapılmıştır.(1) Fenolun kristalize halde kullanılması ise 2004 yılında keşfedilmiştir. (2)

Tedavi için ilk olarak sinüs boşlukları lokal anestezi uygulanarak genişletilir. Genişletme işlemi için dermal punch isimli bir cihaz kullanılır. Sonrasında genişletilen deliklerden kristalize halde fenol sinus boşluğuna ulaştırılır. Kristalize halde ki fenol vücut sıcaklığının etkisi ile sıvı forma geçerek sinüs boşluğunda bulunan kılların yanmasını sağlar. Yanan kıllar sinüs deliklerinden akarak boşalır. Bu sayede tedavi tamamlanmış olur.

Fenolun yakıcı etkisi olmasından dolayı oldukça dikkatli kullanılmalıdır. Aksi halde sadece kıl dönmesi kapsülü değil makat çevresindeki sağlıklı dokularda da zarar görebilir.

Yapılan araştırmalar fenol ile tedavi olan hastalarda %15 civarında tekrar etme riski olduğunu tespit etmiştir.

Gümüş nitrat tedavisi kristalize fenol ile tamamen aynıdır. Tek fark kullanılan kimyasal maddenin farklı olmasıdır. Bu nedenle gümüş nitrat tedavisi ayrıca ele alınmamıştır.

Sinüsotomi Tekniği İle Kıl Dönmesi Tedavisi

Sinüsotomi tekniği lokal anestezi ile kesi ve dikiş olmaksızın uygulanabilen bir tedavi tekniğidir.

İlk olarak kıl giriş deliklerinin çevresi lokal olarak uyuşturulur. Sonrasında deliklerden ince tel fırçalar ve küret yardımı ile girilerel sinüs boşluğundaki kıllar ve kapsül temizlenir. Temizlik işleminin tamamlanmasının ardından sinüs boşluğu enfeksiyon oluşumunun engellenmesi için antiseptik solüsyon ile yıkanır.

Tedavi yaklaşılk 10 dakika gibi bir sürede tamamlanır. Ardından hasta 10 dakika daha dinlenerek gündelik hayatına dönebilir.

Başarı oranı yüksek tekrar riski düşük olan bir tekniktir. Bu sayede genel cerrahi uzmanları tarafından tercih edilen bir tedavi tekniğidir.

Lazerle Kıl Dönmesi Tedavisi

Ameliyatsız tedaviler arasında en son geliştirilen lazerle tedavidir. Lazer cihazı birçok hastalığın tedavisinde aktif olarak kullanılmaktadır. Kıl dönmesi tedavisi de bu hastalıklardan yalnızca bir tanesidir.

Tedavi için ilk olarak sinüsotomi tekniğinde olduğu gibi lokal anestezi uygulanarak kıl giriş delikleri ve varsa apse çıkış deliği genişletilir. Sonrasında küretler yardımı ile sinüs boşluğu kıllardan ve istenmeyen dokulardan temizlenir.

Sonrasında kıl giriş deliklerinde ve apse çıkış deliğinden lazer cihazı ile girilerek sinüs boşluğu lazer ışını ile 360 derece yani bütün açılardan etki edecek şekilde yakılır. Bu sayede sinüs boşluğu ve kıl giriş delikleri kapatılmış olur.

Lazer ışını ile delikler kapatıldıktan sonra tedavi tamamlanmış olur. Hasta 10-15 dakika istirahat ettikten sonra gündelik hayatına dönebilir. Kıl giriş deliklerinin kapatılması sayeside lazerle tedavide tekrar etme riski oldukça düşüktür.

Yapılan araştırmalar kıl dönmesi tedavisinin hastaların %90 ve üstünde kesimine uygulanabileceğini ve uzun dönemde tekrar etme riskinin minimal olduğunu tespit etmiştir. (3)

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Avantajları

Ameliyatsız tedaviler klinik ortamında uygulanabilir. Hastahane ortamı olmadan uygulanabilmesi sayesinde ameliyatlı tedavilere oranla daha ekonomiktir.

Kesi yapılmaması sayesinde iyileşme süreci daha kısadır. Ayrıca tedavi sonrasında rahatsız edici bir iz kalmaz.

Hasta tedavi olduktan sonra aynı gün içinde sosyal hayatına dönebilir.

Ameliyat korkusu olanlar için uygun bir yöntemdir.

Sinüsotomi ve lazer tekniklerinde hastalığın tekrar etme riski oldukça azdır.

Referanslar

1. Kayaalp C, Aydin C.Review of phenol treatment in sacrococcygeal pilonidal disease.Tech Coloproctol. 2009 Sep;13(3):189-93

2. Maurice BA, Greenwood RK (1964) A conservative treatment of pilonidal sinus. Br J Surg 51:510–512